28 Aralık 2010 Salı

deli

O kadar akıllıca akıllı taklidi yaptım ki
Kimse deli olduğumu anlamadı bile B.E.

>

Çöpe gidişim ve geri dönüşüm aynı bağlam' dalar aslında
Tıpkı seni sevişim ve deli oluşum gibi...B.E.

ANNE BEN BİR KATİL OLDUM

Anne ben bir katil oldum
Öldürdüm tüm geçmişimi ve günahlarımı
Ellerimdeki kanları silemedim...
Ama bir de azmettiren bir hırsız var yanımda
Kalbimi çalınca ne yapacağımı bilemedim...

Sivrilttiğim Mecazlarımı vurunca patladı kafaları
Soğuk ama ısıtılmış vedalar sundum herbirine
Öyle çok zevk aldım ki öldürürken onları
Serii aşık değilim artık, hepsini bağladım birbirine

Anne ben bir katil oldum
Ve bu çok zevkli bir cinayet
Anne hırsızın hiçmi suçu yok
Bence azmettirmekte marifet
Anne ben aşık oldum !

Barış ERKİN

BİR BAŞIMA

Birden bire, birbiriyle aynı herhangi biri oluveriyorum,
Birden biri çıkarıyorum, bir ben bile kalamıyorum.
Bir garip hallerdeyim, bire birde iyiyim evet !
Ama birlikteyken bile bir başıma kaldığımı anlıyorum...


Barış ERKİN

26 Aralık 2010 Pazar

LOHUSA SEVDALAR

Bu gece bütün aşklarım kimyasal tepkimeye uğradı !
Kadın hamamında, erkek tellak olmak gibi bir şey aslında.
Soytarı'larım gene terk etti beni,
Cariyelerim gene vezir'in koynunda...
İyi niyetlerim suistimal edildi,
Sularım iyi niyetle içildi,
Adına intihar denilen puşt, çığ gibi büyürken kafamda,
Jazz müziklerin saksofonunda buldum ekstrapramidal sistemimi
Uçmak isterken delice, uçukladım iyice
Ve sıradaki sabah ezanını, tüm sevipte kavuşamayanlar için okuyor müezzin
Maystro çaldır en sevmediğim şarkıyı
Adamım çıldır gene gebe kalmış tavşanlar gibi, lohusa sevdalara
Ölmek gene çok mantıklı geldi. Öldüm !
Anladım ki Aşklar sentetikmiş Ölümler selülozik...


Barış ERKİN. 26/12/2010 - 03:27 - PAZAR

25 Aralık 2010 Cumartesi

MÜEBBET

.
Göğüs kodes'ime bir gardiyan tuttum
Birazdan içeri atacağım seni... Çıkman mümkün olmayacak
Ve kafamdaki hakim, müebbet sevdasıyla yargılayacak seni
Gireceksin içeri sonra kalp kapanacak
Ne ziyaretçin olacak cumaları
Ne mektup yazabileceksin senin için endişelenenlere
Sonra bir isyan koparacaksın kendi içinde
Bir bakacaksın senden başkası yok içeride
Sigara içmek serbest korkma !
Göğsümün üzeri ranzan olacak
Ve ellerimde volta atacaksın hafta sonları
Ne filmlerden haberin olacak 
Ne de göreceksin mutlu sonları


Barış ERKİN. / 25.12.2010 C.tesi /

24 Aralık 2010 Cuma

AHESTE

Sen sadece iste dedi tanrı
Sen sadece iste !
Belki de öleceksin bir nefeste
Ama sen yeter ki iste
Ben işimi bilirim. 
Belki hemen veririm,
Belki biraz aheste... B.E.

22 Aralık 2010 Çarşamba

İNŞALLAH

Sana şiir adı altında beddualarım var kadın
Bu şiirleri yazanın adı altında kalsın İnşallah... B.E.

TEHLİKELİ ŞİİRLER

Gayrimeşru sevdalarımdan,
Faili meçhul çocuklarım oldu benim
Bir de çok tehlikeli şiirlerim... ( B.E. )

SÜBYAN

Sübyancılar kodesine soktum aldanmış kalbimi
Küçük beyinli olduğunu bilmeden sevmiş seni... (B.E.)

HER NEYSE İŞTE...

Her şiirin bir hikayesi vardır elbet,
Her hikayenin gerçeklik payı,
Her taraf kan revan,
Her yanım ağrıyor,
Her şey çok saçma geliyor,
Her küfür ifadesizliğin ört pası,
Her mimik düşüncenin aynası,
Her soru cevabının kendisi aslında,
Her... her... her neyse işte


Barış ERKİN

21 Aralık 2010 Salı

İYİKİ YOKSUN...

Ne pili için para biriktirdiğim,
Kumandalı bir oyuncak arabam oldu
Ne de giderken arkasından,
'' Gitme '' diyebildiğim bir babam...
Şimdi baba olabilecek bir yaştayım evet
Ve gerçek bir araba alabilecek güçte...
Teşekkürler Baba İyiki Yoksun...
Ve bende doğmamışım gibi farzet işte
Şimdi görmek istersen görürsün elbet
Belki gündüz hayalde, belki gece düşte...

Barış ERKİN
21.12.10 Salı

LAL

Bugün deniz kırmızı,
Gök kırmızı, güneş al
Yıldızlar da kırmızı
Ben kırmızı, dilim lâl (B.E.)

İKİNCİ GÜRZ

Güzel günler bizi bekler adamım !
Hep hayal ettiğimiz,
Uzak saydığımız güzel günler...
Güzel günler bizim için adamım !
Bu sana ikinci gürzüm
Vallahi de yok ne hilafım ne yalanım
Sen taze, yeşil, bir soğan gibi çıkmışken topraktan
Ben o toprağa atılmış rastgele bir tohumdum çoktan
Ama düşün adamım... düşün.
Var eden biri var elbet bizi, Hiç yoktan 
Ve güldeki dikenden, ağaçtaki yapraktan.
Bu sana ikinci itirafım adamım !
Sen dilersen iltifat say
İstersen inkilap, olacakları...
Bu sana ikinci şiirim adamım
Sen zaten seçtin yanında kalacakları.


Barış ERKİN
21.12.10 ( salı )

SEN UYUDUN !

Küçük ve masum buseler kondururken öpülesi ensene
Sen uyudun...
Üşüdün, sarıldım, ısındın sen sıcacık uyudun.
Güzel kelimelerin oluşturduğu büyülü cümleler kurarken ben
Sen kaygısızca uyudun...
Saçlarının arasında gezinen titrek parmaklarım utanırken
Sen hiç utanmadan sessizce uyudun...
Ellerini tuttum sımsıkı.
Sanki gidecekmişsin gibi korkarken ellerim,
Sen korkusuzca, güvenle uyudun...
Sen uyudun ve ben hep seni izledim
Sen rüyalar gördün saçma sapan 
Ve ben seni yanımda öylece uyurken özledim...


Barış ERKİN 
21.12.10 ( salı )

17 Aralık 2010 Cuma

CEHENNEMDEN SELAMLAR

Tarih: 15 Nisan 2028 günlerden Cumartesi


Artık yalnızca üç beş kişinin katıldığı bir öğle namazına mütakıp, cenazemi herhangi bir 
mahalle kabristanına defnedecekler birazdan ( yer bulurlarsa tabi )
Bu sıralar ölümler epeyce çoğaldı. Herkesin nedeni birbirinden farklı tabi
Kimi trafik kazasından, kimi kalp krizi sebebiyle, kimi karı dırdırından tez zamanda verem olup gidiyor.


Ben mi ? 
Ben neden öldüğümü tam olarak kestirmiş değilim henüz.
Dün gece birkaç yakın ahbabımla rakı içip eğleniyorduk, şarkılar söyleyip coşuyorduk
Şimdiki gençlerin söylemeye utandığı türkçe şarkılar...
Rakının ambalajı da değişti, Yeni rakının altında ingilizce '' new raki '' yazıyor,
mavi bir etiket var şişenin üzerinde bir de avrupa birliği logosu tabi.
Sigara içmek tekrar serbest bırakıldı.
Artık herkes belli bir vergiye tabi tutulduktan sonra bir dal sigara içebiliyor 
meyhanede, rakının yanında.


Başkan Erdoğan bir hayli yaşlandı, artık yeni serüvenlere atılmıyor.
Zaten avrupa birliğine girdiğimizden bu yana kimseye sesimizi de çıkaramıyoruz, her şey yabancılaştı.
Yurt dışındaki gurbetcilerimiz bile bizden daha bir Türk. 
Buradaki gençler en güzel marşımız olan İstiklal marşından bihaber.
Askerlik kalkalı beş yıl oldu. Şimdi paralı askerlik var.
Yani bir savaş çıksa '' Allah muhafaza '' günlüğü 110 eurodan 6000 paralı askerimiz var.
Onlarda para kazanmak için askerlik yapanlar askerlerimiz. 
Yani uğruna öldüğümüz bu vatan şimdi kamuflajlı işçilere emanet.


Benim epeydir birikmiş yüklü miktarda borcum var.
Ne çocuklarım var borçlarımı ödeyecek ne de bankada param.
Yani millet şimdi arkamdan ana avrat dümdüz gidiyordur. 
Adam sende zaten öldüm !


Henüz yeni geldim, öteki dünya diye adlandırdığınız asıl olan dünyaya
Burada herşey bedava doğalgaz parası, kömür parası da yok hani.
Kapıda karşıladılar saolsunlar
''Barış Bey buyurun sizi şöyle alevli bölüme alalım'' derken bıyık altından gülüyordu deyyus iblis.
Tabi az uğraşmadım sağlığımda dürzüyle
Anlattıklarına göre burada epeyce bir bronzlaştıktan sonra cennete girecekmişim . Vay anasını ! 
Nazım HİKMET'i göremedim daha o karşı tarafta kalıyormuş.
Cem KARACA'yı da göremedim oda az biraz bronzlaştıktan sonra gitmiş öte yana
Şanslıymışım babamı tanıyorlarmış içerde, bugün yarın karşılaşırız o buranın kadrolu günahkarı
Ne diyordum cennete gidecekmişim hesaplamalara göre ama daha bir hayli zaman var.
Haşlama olduktan sonra, cennetin kapısından sokmazlar beni bu sıfatla. 
Alsalar bile size bahsedilen o huriler bakmaz pişmiş kellemize.


Neyse çok uzatmayayım...
Şimdi siz ölüleri çok seviyorsunuz ya. 
İşte size fırsat sevin beni, şiirlerimi yazılarımı hep bir ağızdan okuyun
Ne iyi adamdı deyip, arada bir hatırlayın
Cehennemden selamlar...


Barış ERKİN

16 Aralık 2010 Perşembe

HOŞÇA KAL DÜNYA

Gidiyorum işte...
Su istimal edilesi iyi niyetlerimi bırakıp sana
Ve en güzel günlerimi, iyi gün dostlarıma
Gidiyorum işte...
Vakitsiz sevmelerin olduğu başka bir dünyaya
Kuşkusuz, kedersiz ve sensiz
Gidiyorum işte belki nedensiz
Tek istediğim biraz sukunet
Gidiyorum anne beni affet !
Gidiyorum İstanbul, kalamam beyoğlu
Güzel İzmir, sisli Ankara, yorgun coğrafya
Gidiyorum işte...
Yanıma fazladan birşey almadan
Gitmeliyim artık çok geç kalmadan
Gidiyorum İtalya görmeden seni
Gidiyorum bir çılgın vurmadan beni
Gidiyorum bekleme dönemem geri
Gidiyorum bensiz '' Hoşça Kal Dünya ''

Barış ERKİN

15.12.2010

MEMLEKET - İSTANBUL KALDIM ARADA

Birazcık fasıla, birazcık ara
Tanrım benim talihim kömürden kara
Sitemler savurdum o nazlı yare
Çağırsan da olur, koşup gelsen de.

Uzun zaman geçirdik biz meşakatli
Olamadım kadınım hiç metanetli
Dikenli yolların çok çetrefilli
Sevsen de olur, izin versen de.

Gözümü boyama, birazcık doyur
Saçını tarama, rüzgara savur
Bekledim gelmedin gavursun gavur
Duysan da olur, kulak assan da.

Yeter benim çektiğim bunca naz, eda
Gittin ya sen hani etmeden veda
Geliyorum desen, koşsan da yada,
Uçsan da olur, kanat çırpsan da.

Memleket özlemi sardı savurdu
Hasret güneşinde, yaktı kavurdu
Şimdi olsam yanında müthiş olurdu
Özlesen de olur, düşte görsen de.

Yaşamak çaresiz, sensiz burada
Ne yapıyorsun ki bensiz orada
Memleket - İstanbul kaldım arada
Arasan da olur, cevap versen de.

Barış ERKİN

14.12.2010

12 Aralık 2010 Pazar

2 LEM

İki duble içipte
İki kuble okusam diyorum bizim şarkımızı
İki bukle dökülse saçların omuzlarına
İki cümle kursan sende ikimize dair
Çok fazla fasıla verdik
İki dakika dursan yanımda
İki sene daha yeter hiç yoksa
İkimizde inatçıyız
İkide bir arıyoruz ama
İki kelam etmiyoruz telefonda
İkilemde kalıyoruz sonra
İkiletme gel artık


Barış ERKİN

ÖYLESİNE BİR KADIN

Öyle bir kadındın sen
Öylesine bir kadın
Ölesiye sevilesi, notalar gibi işte
Öyle bir casus içimde gizlenen
Öyle bir kandın, damarlarımda gezinen
Öyle bir kadındın sen işte
Kurabiyeler kadar komiktin bazen
Ve ince belli bardaktan içilesi 
Tomurcuk çayı kadar sıcak ve güzel kokan
Öylesine bir keyif sigarası gibiydin
Öyle bir kadındın sen işte
Öylece durup baktım ardından,
Sen öylece giderken
Ve ölesiye pişmanım kadın... bir bilsen.
Öyle bir kadındın sen işte
Öylesine çekip giden.


Barış ERKİN

8 Aralık 2010 Çarşamba

KAVGA ETTİK BİZ...

Kavga ettik biz...
Ama öyle it dalaşı değildi bizimkisi
Kalleşlik yoktu,
Çıyanlık yoktu içimizde
Yumruklar da savurmadık kimseye.
Yumruklar hep havada...
Direndik ezilmemek için
Ezdirmemek için direndik
Kavga ettik biz...
Biz vatanseverdik, terörist değil
Düşündük kusturdular
Konuştuk susturdular
Yetmedi astırdılar
Zindanla, mapusla erken tanıştık
Dar ağacını layık gördüler bize
Öldürdüler bizi hiç yere
Söndürdüler ocaklarımızı çok kere
Asıldıkça çoğaldık
Öldükçe dirildik
Kavga ettik biz...
Ama öyle çirkefçe değildi kavgamız
Darbe darbe, yumruk yumruk kavga ettik biz...


Barış ERKİN

BEN SENİ HİÇ ALDATMADIM Kİ

Ben seni hiç aldatmadım ki...
Yalnız yatmaktan korktum çoğu zaman
Bu kadınlar senin dublörün oldu hep
Ben seni aldatmadım hiç bir zaman
Seni düşünerek tuttuğum bu eller
Seni hatırlatan bütün bu tenler
Ve seninle aynı kokuyu paylaşıyordu tüm dublörler
Ben seni hiç aldatmadım ki...
Ben herkesle sen gibi seviştim
Kulaklarına ''seni seviyorum'' gibi,
Cümleler fısıldamadım hiç birisinin...
Ben seni hiç aldatmadım ki...
Ben aslında kendimi aldattım
Ben hep sen varmışsın gibi yaptım..
Ben seni hiç aldatmadım ki...

Barış ERKİN

VAR-SAYIM

Varsayımları hiç sevemedim ben
Hem yokken nasıl var sayarım ki ?
Cevaplarını bilmediğim soruları,
Sonunu getiremediğim oyunları,
Bir de ertesini kestiremediğim yarınları sevemedim hiç
Kaçırdığım düş trenlerinin arkasından,
Şiirsel avuntularım oldu benim.
Ve bir de karalama defterim.
Varsayımları hiç sevemedim evet...
Olanları da yok sayamadım,
Olacakları da hesaplayamadım,
Bu yüzden belki hiç var sayamadım, yokken seni.
Sensizliğe mahkum ettim ben beni
Sessizliğe mecbur ettim cümlemi
Konuşamadım,
Bağıramadım,
Haykıramadım,
Dolayısıyla sen de duymadın...
Haklısın elbet
Varsayımları hiç sevemedim ben evet
Ama sen şimdi bunları anlamış gibi yap
Ya da ben anladığını var sayayım...

Barış ERKİN

5 Aralık 2010 Pazar

SEVGİSİZ GÜNLÜK 3

Uzun uzun cümleler kurdum, o gelmeden evvel.
Ona söyleyecek çok şeyim vardı oysa ki...
Merhabalarla başlayan, 
Hoşçakallarla biten sohbetleri sevmedim hiç bilirsin.
Planladığımız gibi olmuyor elbet hiçbirşey
Tıkanıveriyor insan, karşısında görünce.
Zaten gelmedi de....
Son zamanlar epeyce yoruldum sevgisiz günlük
Sigarayı üç pakete çıkardım gene,
Saç sakal bir hayli uzadı,
Kalabalık düşüncelerimin içinde yalnız kalmak,
Ve karmaşık düşlerimde onu aramak yordu beni.
Yediğin her yemekten aynı samansı tadı almak
Doyduğunu, acıktığını kestirememek gibi bir şey bu
Gerçi sen nereden bileceksin ki ?
Sen hiç acıkmazsın ki.
Anlıyacağın onsuzluk ağır geliyor sol tarafıma
Birde bensizlik var ki onu hiç sorma zaten
Bulamıyorum onda kaybolan beni
Seni de epeyce boşladım biliyorum
En buhranlı zamanlarımda baş ucumda durduğunu
En zor anlarımda yanımda olduğunu unutamam şüphesiz
Sen benim en eski dostumsun...
Sana yazmadığım zamanlarda çok fazla günah işledim
Çiçeklere küfrettim,
Ay ışığını katlettim, odama ışık sokmadım
Hayvanları sevmedim hiç
Asi şiirler yazdım...Yaktım sonra hepsini yerine gitmeyince
Tanrıyla konuştuğumu söyledim insanlara
Dindarsın, aferin dediler.
Tanrı benimle konuşuyor dedim
Şizofrensin, git tedavi ol dediler.
Bende seninle konuşayım dedim,
Tıpkı eski günlerdeki gibi.
Eee sen neler yapıyorsun görüşmeyeli
Biraz bana kendinden bahsetsene.
Ne o? sustun gene...
Sahi neden hiç konuşmuyorsun ?
Hep ben konuşuyorum sen dinliyorsun...


Barış ERKİN

2 Aralık 2010 Perşembe

BAKMA SEN BU SATIRLARA.

Belki üzerine alınırsın diye
Yazıp yazıp siliyorum tüm şiirlerimi
Mecaz kullanıyorum çoğu zaman
Mesela seni şaraba benzetiyorum
Kendimi kadehe.
Seni kendime dolduruyorum
Kadeh bahane...
Mesela senin haberin yok aşkımızdan,
Halk dilinde platonik bir aşığım ben.
Anlatıyorum ama anlamıyorsun.
Aşkı ekmeğe benzetiyorum,
Kendimi martılara,
Seni de insanlara.
Ve bir parça ekmek atarsın diye bekliyorum.
Bakma sen bu satırlara...

Barış ERKİN

SEVİŞİRDİK

Sevişirdik seninle.
Ya şaraba atardık suçu
Ya da durup, coşan müziğe
Sevişirdik seninle utanmadan,
Alışmadan tenlerimiz,
Alışık olmadan.
Ve mağrur bakışlarında seni
Ellerimin mağdur bıraktığı ince belini
Çirkefleşen, garip düşlerimi
Karmaşık düşüncelerimi alıkoyarak,
Sevişirdik seninle.
Darmadağın saçlarının gölgesinde
Sevişirdik seninle.
İnce dudaklarından dökülen cümlelerinle
Ve kapıya, çalan telefona aldırmadan
Sevişirdik seninle.
Umrumuzda bile değildi dünya yıkılsada
Yahut dışarda fırtınalar kopsada
İnsanlar vurulsa, savaş bile çıksa
Sevişirdik seninle

Barış ERKİN

Kalbe kalem saplanmış,
Çıkamıyor bir türlü.
İçimde bir sitem var,
İçince başka türlü. (B.E.)

Arıyordum seni mümkün mertebe
Lakin sende benzedin kancık merkebe...(B.E.)

Kim derdi ki ''o'' geminin kaptanı,
Ben yalnızca mürettebat.
Hayat işte neylersin !

Bizimkisi mukadderat...


Barış ERKİN

KORKMA ARKADAŞ

Korkma arkadaş.
Vur dizlerine kalk ayağa !
Prangalar, zincirler yıldırmasın seni.
Korkma arkadaş.
Hadi çık sokağa !
Oturmak faydasız '' Yürüyüş '' yap biraz
Fiilimiz '' Eylem '' olsun
İzin verme yolsuzluğa,
Boyun bükme haksızlığa.
Korkma arkadaş.
Gün karanlık olsa da,
Hava soğuk, 
Kar kızıla çalsa da
Korkma arkadaş.
Vur dizlerine kalk ayağa !
Asırlardır söylenen asılsızlığa aldırmadan,
Birileri gelip bizi yıldırmadan,
Kalk ayağa, 
Sor hesabını Denizlerin,
Meydanlarda tek yumrukla birleşsin eller
Sesini duyur, anlamsız sessiz kalmalar
Korkma arkadaş Denizi arkana al
Düşsende arkanda deniz var

Barış ERKİN